2 Aralık 2016 Cuma

Peyami Safa/Fatih-Harbiye


"Eski başka, eskimiş başka nice eskiler vardır ki hiç eskimez."
Üstad seni seninle, cümlenle andım hadde sınır koyarak. Peyami Safa romanları da tıpkı bu sözündeki gibi eskimez defalarca zevkle okunur he defalarca okudun mu derseniz (demeyin öyle şeyler) okumadım.Ama okunur yani..Lisedeyken bir romanını okumuştum yolum yıllar sonra Fatih-Harbiye ile kesişti. Ortaöğretim basamağı için hazırlanan 100 temel eser içerisinde yazarın bu iki romanı da mevcut. Akıcı ve sayfa sayısı az olduğu için bir oturuşta bitirebileceğiniz bir roman. Eserde şark ile garp arasında kalan Neriman'ın kendi iç dünyasındaki çatışmalarına şahit oluyoruz.Peyami Safa'yı Peyami Safa yapan derin psikolojik tahliller yine karşımızda.Okurken olaylara Neriman,Şinasi, Macit'in bakış açısıyla bakabilme imkanı verir yazar bize.Neriman doğu kültürüyle büyümüş gönlünü garba kaptırmış bir genç kızdır. Bir taraftan batı ile özdeşleştirdiği Macit; bir tarafta yedi yıldır tanıdığı doğunun vücut bulmuş hali Şinasi..Bu iki adam, iki farklı yeri de temsil etmektedir.Fatih müslümanların yaşadığı yer olarak eski köşkleri, tasavvuf ve mütevaziliği içinde barındırır , Harbiye gayri müslimlerin oturduğu zevk,sefa ve eğlencenin olduğu bir yerdir.Kahramanımız Neriman, her fırsatta tranvaya binip Harbiye'ye gitmektedir. Bu gidiş aslında yaşadığın kültürden yani Fatih'ten kaçmaktır. Neriman'ın babası Faiz Bey, kızındaki bu değişikleri fark etmiş ama sessiz kalmayı yeğlemiştir. Neriman'ın garbın temsili Macit'i mi, şarkın resmi Şinasi'yi mi tercih ettiğini tabii ki söylemeyeceğim. Peki, siz olsanız hangisini tercih ederdiniz? -Sevgi neydi, yoksa sevgi emek miydi? Yeri gelmişken buradan Türkan Şoray'a sevgi ve selamlarımı yollayıp yazıma son veriyorum. Herkese şimdiden keyifli okumalar!
"Karanlık bu mahallelere erken basar." /Nam-ı Diğer Server Bedi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder