14 Aralık 2016 Çarşamba

Bir Münevver; Cemil Meriç

Pers imparatoru Kambis, Mısır seferine çıkarken zaferinden emindi.
Çünkü bütün kâhinleri ittifak halindeydi.
Zühre yıldızı demişlerdi hep bir ağızdan; imparatorun burcuna girdi.
Mısır’ın fethi yakındı.Öyle de oldu. Kırk gün kırk gece savaş sürdü, ve Mısır düştü.
Ama önceden müjdelenmiş bu fetih acımasız imparatora kâfi gelmedi.
Bir otağ kurdurdu ve mağlup Mısır kralını huzuruna çağırttı.
Amacı belliydi: Mağlup kralı daha da aşağılamak.
Mısır generalleri otağın önünden geçti önce, ardından da Mısır ordusunun sefil askerleri.
Hangi Kral bu utanç verici manzara karşısında aşağılanmanın ezikliğini duymaz ki?
Oysa Mısır kralı gözünü kırpmamıştı, öylesine gururluydu, öylesine soğukkanlı.
Perişan bir halde önünden geçen ordu sanki kendi ordusu değilmiş gibi.
Sonra Kral’ın sevgili kızı Mısır Prensesi geçti otağın önünden beş paralık bir cariye kılığında. Pers ordusunun çirkin bir aşçı yamağı saçlarından tutup sürükledi prensesi. Bunu gören Mısır ahalisinin acı çığlığı yeri göğü inletti. Hangi yürek o güzeller güzeli prensesi böyle bir düşmüşlük içinde görmeye katlanabilir? Fakat Mısır Kralı’nın kılı dahi kıpırdamamıştı. Bir aşçı yamağının cariyesi olan kız sanki kendi kızı değilmiş gibiydi.
Az sonra kralın biricik oğlu veliaht prens geçti otağın önünden... Kolları bağlı, ayakları prangalı, iki yanında dağ gibi birer Pers askeri darağacına doğru sürüklediler veliaht prensi ve hemen oracıkta idam ettiler. Fakat Kral kılını bile kıpırdatmadı. Az önce idam edilen oğul sanki kendi oğlu değilmiş gibi.
Sonunda hizmetçisi geçti otağın önünden. Mısır Kralı yerden yere attı kendisini.Hizmetçisini zincire vurulmuş görünce acımasızca yumruklar göğsünü, dövündükçe dövündü, iki gözü iki çeşme.Pers İmparatoru hem memnundu bu manzaradan hem de hayretler içindeydi. Ordusunu, kızını, oğlunu, ülkesini, her şeyini kaybetmiş bir Kral soğukkanlılığını korudu da; maiyetinde en değersiz kişinin, hizmetçisinin perişanlığını görünce böylesine yıkıldı.
Neden? 
Çünkü insan en değersiz şeyini kaybedince her şeyi kaybettiğini anlar..

“Toprak kaybetmek,toprağını kaybetmek.Hangi Türk aydınına ‘biz neyi kaybettik?’ diye sorarsanız ‘topraklarımızı kaybettik’  cevabını alırsınız..Ama aynı soruya Cemil Meriç’in vereceği cevap ise şudur:Türkiye ruhunu kaybetti…Toprak mı? En değersiz şeyimizdir belki de! Belki de en değersiz şeyimizi kaybettiğimizde her şeyi kaybettiğimizi anladık!”

12 Aralık 2016 Pazartesi Günü; doğumunun 100.yılında Cemil Meriç belgeselinde dinledik bu anekdotu. Ve ardında Cemil Meriç'in hayatı anlatıldı izleyenlere.12 Aralık 1916'da Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde dünyaya geldi;ama  o aslında balkan savaşlarının ardından Dimetoka'dan göçmüş bir ailenin çocuğuydu. Toprak kaybetmek, her şeyini  kaybetmek ne demek en iyi bilenlerdendi.Fransız idaresindeki şehirde,Fransız eğitim sisteminde okudu.Düşman dünyadan kaçmak için kitaplara sığındı; okudu,okudu daha fazla okudu.Fransız karşıtı olduğu için okulu tamamlamasına izin verilmedi,liseyi bir yıl kadar Pertevniyal Lisesi'nde okudu.Geçim sıkıntısı çekince İskenderun'a döndü.1939'da Hatay'a bağımsızlık istediği içim idamla yargılandı,2 ay sonra beraat etti.Elazığ Lisesi'nde öğretmenlik yaptı.Öğretmen eşinin soğuktan iki çocuğunu kaybetmesi üzerine İstanbul'a dönüş yaptılar. 1945'te oğlu Mahmut Ali, 1946'da kızı Ümit dünyaya geldi.1946'da İstanbul Üniversitesinde okutman olarak göreve başladı.Emekli oluncaya kadar bu görevini sürdürdü.38 yaşında görme yetisi kaybetmesine karşın hayatının sonuna dek kitap okumuş bu okumalarında en büyük yardımcısı eşi ve çocukları olmuştur.



"Ormanı görmedin. Ağacı görmedin. Rüzgârın önüne savurduğu birkaç kuru yaprağı insan zekasının bütünü sanıyorsun."
" Vatanlarını yɑşɑnmɑz bulɑnlɑr, vɑtɑnlɑrını yɑşɑnmɑz’lɑştırɑnlɑrdır. "
"Yemin ederim ki, dünyɑnın bütün toprɑklɑrı bir tek insɑnın kɑnını ɑkıtmɑyɑ değmez."
                                                                                                             
Yolumun Meriç ailesiyle kesişmesi; Ümit Meriç hanımefendinin mütevazi ruhuyla hemhal olmak beni fazlasıyla mesut etti. Bu yazı da sıcacık sarılmasına karşılık nacizane hediyem olsun. Bu vesileyle de herkesi bir Cemil Meriç kitabı okumaya davet ediyorum, şimdiden iyi okumalar ✋🏻

Prof .Dr. Ümit Meriç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder